Kurulduğu günden biri kadınların güçlenmesi için mücadele veren 29 Ekim Kadınları Derneğinin K. Çekmece Şubesi 08 Dünya emekçi kadınlar günü nedeniyle düzenlene gece muhteşem oldu
Başkanlığını K. Çekmece Belediyesi Meclis Üyesi Arife HATUNOĞLU’nun yaptığı 29 Ekim Kadınları Derneğinin gecesinde Halk Müzik Sanatçısı Savaş Küçükçıtak, Ali Çankus’un söylediği birbirinden güzel türkü ve şarkılar eşliğinde kadınlar saatlerce oynayıp stres attılar.
Yoğun ilgi va katılımın olduğu geceye CHP İl başkan yardımcısı Murat Bakırcı, Avcılar Kadın kolu başkanı ve belediye Meclis üyesi Sevgican Yeşilırmak, Esenyurt Kadın kolu başkanı Ve meclis üyesi Emine Polat, CHP Küçükçekmece ilçe başkan yardımcıları, Handan Işıldak, Yasemin Acun, Mahalle birim başkanları Ruhan gündüz, Serap Yıldız, Utku dayı, İstanbul Gazeteciler Derneğini Onursal Başkanı Mustafa Küpeli, İstanbul Cem evi başkanı Gazi Aslan ve yönetim kurulu, ve adını yazamadığımız siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri, meclis üyeleri, muhtarlar iş insanlırbölgenin renkli siması ve çok sayıda kadınlar katıldı.
BAŞKAN HATUNOĞULU TEŞEKKÜR ETTİ
Gecenin açılışında yoğun katılım ve ilgiden dolayı konuk ve Dernek üyelerin teşekkür eden 29 Ekim Kadınları Derneğinin k. Çekmece Şubesi Başkanı Arife Hatunoğlu konuşmalarını şöyle sürdürdü:
29 Ekim Kadınları Derneği Küçükçekmece şubesinin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile düzenlediği dayanışma ve kaynaşma gecesine kadın ve kadın dostu erkek yoldaşlarımız hepiniz hoş geldiniz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün anlam ve öneminden bahsetmek isterim.
8Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde bir dokuma fabrikasında 40.000 bin dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları istemi ile greve gitmiş, eylemler devam ederken polisin işçilere müdahalesi nedeni ile kilitli olan fabrikada yangın çıkmış,
İşçilerin fabrika önünde kurulan barikatları aşamaması sonrasında 129 kadın işçi ne yazıkki hayatını kaybetmişti.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü 1910 yılında Danimarka'nın Kopenhag kentinde toplanan
Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden ClaraZetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına
8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirmiş,
öneri oybirliğiyle kabul edilmişti.Böylece kadınların emek ve eşitlik mücadelesi 8 Mart tarihi ile sembolleşerek anılmaya başlanmıştı.
Söz konusu yıllarda hiçbir ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemiş.
Bu sebeple, birçok ülkede eş zamanlı kutlanan bu günün temel amaçlarından birisi de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için bir mücadele günü olarak düzenlenmesiydi.
8 Mart, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadeleyi yükseltme amacını taşıyordu.
Kadınların seçme ve seçilme hakkını alması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve emperyalist savaşa karşı mücadele, bütün dünya kadınlarının ortak mücadele ilkelerinin başında yer almaktaydı.Türkiye'de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü" kadınların eşit yurttaş, özgür birey olarak yaşama taleplerinin dile getirildiği bir gün olarak kutlanmaktadır. Son yıllarda ise kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın artışını hep birlikte yaşıyor, neredeyse her güne bir kadın cinayeti haberiyle başlıyoruz. Yaşanan bu şiddet ortamına paralel olarak kadınları yok saymanın, kadınlara yönelik ayrımcılığın, kadının toplumsal ve kamusal alanda etkinliğinin azaltılmasının,
kadınların eşit yurttaşlar ve özgür bireyler olarak yaşaması ve çalışmalarının yasal düzenlemelerle güvence altına alınıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Şuna inanmak lâzımdır ki, “Dünya üzerinde gördüğümüz her şey KADININ ESERİDİR."diyerek Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınların eşit haklara sahip yurttaşlar olmasının yolunu 1926 yılında Medeni kanunu kabul edilmesini sağlayarak açan , dünyanın pek çok ülkesinden, hatta gelişmiş ülkelerin çoğundan önce, kadınları seçme seçilme hakkı veren ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün izinden yürümekte kararlıyız. Çünkü biz kadınlar
bu ülkenin onurlu yurttaşları olarak eşit haklara sahip, kararlarını kendisi veren, hiçbir ayrımcılığı kabul etmeyen özgür bireyler olarak yaşamaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Sonuç olarak Biz Kadınlar;
• Kadının insan hakları ve eşitlik isteminin bir teferruat olmadığını herkes ve her kurum içselleştirinceye kadar mücadelemize devam edeceğiz.
• Kadın emeğinin değersizleştirilmesine karşı direneceğiz.
• Şiddetsiz bir yaşamı kuruncaya kadar durup dinlenmeyeceğiz.
• En önemlisi bütün bu mücadeleyi sadece biz kadınlar olarak değil
Atatürk Cumhuriyetine inanan tüm erkekler ve kadınlar olarak dayanışmayla, , gerçekleştireceğiz.
KARARLIYIZ, İNANIYORUZ.
Çünkü biz;
M.K. ATATÜRK’ün
“Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir.
Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!”
sözüne sonuna kadar inanıyor , şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünya istiyor ve bunun mümkün olduğunu biliyoruz.
AYRIMCILIĞA İNAT YAŞASIN 8 MART!
SELAM OLSUN DÜNYANIN TÜM EMEKÇİ KADINLARINA!
Hepinizi saygı ile Selamlıyorum.
Turan AKTÜRK/İstanbul/Serhat Birikim