9949,01%0,33
35,21% 0,22
36,70% 0,26
2982,20% 0,16
4794,85% 0,00
Av. Sema Kılıç ''Sarıkamış Kuşatma harekatı dağların taşların kuşların ağladığı 90 bin annenin yüreğinin yandığı yerdir.'' dedi
Sarıkamış dramının 110. Yılında Türkiye Şehitleriyle yürüyor anma etkinlik öncesi konuşan Av. Sema Kılıç ''Sarıkamış Kuşatma harekatı dağların taşların kuşların ağladığı 90 bin annenin yüreğinin yandığı yerdir.'' dedi
''Türk tarihinin en önemli olaylarından biri olan Sarıkamış Harekâtı'nda yaşanan trajedi, aradan 110. yıl geçmesine rağmen tüyler ürperten anılarla hafızalardaki canlılığını koruyor.'' diyen Av. Sema Kılıç '' Sarıkamış Kuşatma harekâtı Allahuekber Dağları'ndaki felaket dönüştü. '' 90 bir yiğidi yuttu, 50bine yakın yürek o soğukta dundu diyerek konuşmalarını şöyle sürdürdü;
''Sarıkamış dramını derinlemesine kaleme alan Köprülü Şerif Bey'in anılarını okurken inanın tüylerim diken diken oldu. Bana göre Türk gençliğinin bu acılardan ders alması gerektiğini düşünerek
Serhat Birikim gazetesine açıklamada bulunan Av.Sema Kılıç. Bir paragrafını paylaşmak istiyorum; "Sarıkamış bize büyük bir ibret olduğu kadar tarihimize parlak bir sahife-i şereftir. Tarihlere şan olsun ki büyük bir Türk ordusu cahil ve divane kumandanın ihtirasıyla yüksek dağlar üstünde kara kışın tipisiyle, asırdide düşmanın güllesi ve kurşunlarıyla uğraşa, cenkleşe istiklal-i milli uğruna kamilen mahvoldu da bir neferi arka çevirmedi. Sarıkamış'ta hiç panik olmamıştır."dedi
Buradan şunu anlıyorum. Ölüme giderken 120 bin kişilik ordu hiç paniklememiş. Eğer paniklemiş olsaydı firar eden asker sayısı çok olurdu.'' dedi.
Tuğgeneral Ziya Yergök'ün anılarını, acı dolu satırlarını okuyunca gözyaşlarımı tutamadım;
"Ayaklarımın üşüdüğü bir sırada hem ısınmak hem de ormanlarda olup biteni anlamak üzere yakındaki bir ormana gittim. Keşke gitmez olsaydım. Dolaştığım yerlerde can çekişmekte olan birçok yaralıya rastladım. Bunlardan bazıları sönmek üzere olan bir ateşin başında yatıyor, bazıları da çamların dibinde 'ah, of' ediyor. Bazıları da 2-3 kişi bir arada, kaputlarına sarılı vaziyette, son dakikalarını yaşıyordu. Beni gördüklerinde 'aman Efendim sen bilirsin, bizi buradan kaldır. Donacağız' diye sızlanıyorlardı. Bazıları da bir lokmacık ekmek istiyorlardı. Yanlarına gittim ve yüzlerini okşadım. Askerleri 'şimdi gider sedyecileri bulur ve sizi buradan kaldırtırım' diyerek teselli ettim.
90 bin annenin yüreğini yakan bu felaketin bir daha yaşanmaması acı dolu yaralı tarihin bir daha yazılmaması dileğiyle bütün şehitleri rahmetle saygıyla anıyorum''
Yağmur Küpeli/ İstanbul/Serhat Birikim