"Bizim toparlanıp kendimize gelişimiz maarife bağlı"

"Bizim toparlanıp kendimize gelişimiz maarife bağlı"

Müfredat Dâvâmız

Prof. Dr. Osman Çakmak   Maarif Platformu Başkanı

 

 

Bizim toparlanıp kendimize gelişimiz maarife bağlı. Bunun ilk adımı ve başlangıcı ise müfredatın yenilenerek yerlileşmesinden geçmektedir. Bugün millet olarak dünyanın denge unsuru olmaya başlamamız, yarın dengeleri bizim kurabileceğimizin bir göstergesidir. Ancak “maarifsiz” kalacak bir Türkiye Yüzyılı vizyonu ile bu düşün gerçekleşmesi mümkün değildir.

 

Bugünlerde müfredat değişikliği gündemde. Ne var ki tüm dünya Filistin için ayağa kalkmış, İsrail zulmünü lanetlerken bu zulme karşı sus pus olanlar konu müfredat değişikliğine gelince ülke çapında hareketlendiler. Bilinen ezberleri tekrar servis etmeye başladılar.

 

“K12 Türkiye Bütüncül Modeli” başlıklı bu değişim, tüm eğitim kademelerindeki müfredat, ders kitapları ve ders araçlarının değişimini kapsayan bir düzenleme. Bu düzenleme, Milli Eğitim Bakanlığımızın, çocuklarımızın 21. Yüzyıl becerilerini elde etmeleri için atmış olduğu iyi niyetli bir adımdır şüphesiz. Ancak bazı boyutları itibarıyla yine ithal bir görüntü sergiliyor. Oysa evrensel 21. Yüzyıl becerilerine, milli ve yerli dokunuşlarla (özellikle felsefi arka planı itibarıyla) bu düzenleme, gerçekten Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır hale getirilebilirdi. Ancak yine de, inisiyatif alınarak atılmış bu olumlu adım, ülkemizi ileriye taşıyacak, hükümetimizin son yıllarda atmış olduğu milli zihniyeti sürdürecek yerli zihinler inşa edecek şekle evirilebilir. Nasıl mı? Evrensel ilmi gerçekler ile tarih, inanç ve sosyolojimizi barıştırıp, buluşturarak. Bu potansiyel bizde var, yeter ki bir araya gelebilelim.

 

Yerli ve Milli Bir Sistem İhdas Edilmeli

 

İşte bu bir araya gelme noktasında, bünyesinde birçok öğretmen, akademisyen ve düşünür barındıran Maarif Platformu, üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Zira biliyoruz ki, tam bağımsızlık, “mavi vatan”, “siber vatan” gibi pedagojik bağımsızlıktan da geçmektedir. Sayın Bakanımızın sıklıkla zikrettiği vizyon çerçevesinde yapılması gereken, maarifi, “fikir, felsefe, amaç, içerik ve usulleriyle” topyekûn ithal etmekten ziyade (ki bazı boyutlar ithal edilebilir), bizim insanımızın fıtratına uygun, medeniyetimizle barışık yerli ve milli bir maarif sistemi ihdas etmektir. Gönül ve inanç coğrafyamıza ilham kaynağı olacak bu maarif, Doğu ile Batı, dün ve bugün, din ile dünya, ilm-i Vehbi ile ilm-i kesbi, fert ile toplum, madde ile mana, ruh ile beden, akıl ile kalp ve nihayet devlet ile halk birlikteliğine dayanan bir denge üzerine inşa edilmelidir. Bu konuda bize düşen, zamanın çağrılarına kulak verip, politikanın açtığı alanı dolduracak malzeme üretmektir. Günümüze, bizim çocukların fıtratına ve bu coğrafyaya uygun olarak, tabii ki evrensel gelişmeleri de yadsımadan…

 

Bunun kestirme anlamı, 21. Yüzyıl gerçeği ve gerekçeleri olarak önümüze konulan ve ancak ithal olan “K12 Türkiye Bütüncül Modeli”ne yerli elbise ve milli pabuç giydirmek için Maarif Platformu hazırdır. Bu hazırlık, bugüne kadar maarifle ile ilgili yapılan çalışmalarla kazanılan tecrübeye dayalıdır. Bu tecrübe, sayın Bakanımızın son zamanlarda seslendirdiği felsefi vizyon, ortaya koyduğu düşünsel çizgi ve attığı müspet adımlarla taçlandırılabilir. İşe, Darwinist ve  materyalist müfredatın dilini değiştirmekle başlanabilir. Bu dile uygun ders kitapları ve sanal-dijital öğretim materyalleri geliştirerek ve bunlarla birlikte ortaya yeni modeller konularak devam edilebilir. Aksi, büyük vebaldir, zira tarih bizi çağırıyor…

 

Müfredat olarak da anılan eğitim programlarını, derslerin anayasası ve iskeleti olarak tanımlayabiliriz. Eğitim programları; kişinin, toplumun, ülkenin geleceğini belirleyici niteliktedirler. Müfredatımızın vizyonu/amacı ve niteliği ülkemizin gelecekteki konumu ve niteliği hakkında ışık tutarlar.

 

Eğer taklitte kalıyorsanız, kopyalama ile meşgulseniz, ürettikleriniz araştırma-geliştirmeye (AR–GE) dayalı değilse, teknolojik ve zihinsel bağımlı ülkeler sınıfında kalmaya mahkûmsunuz. Bir millet yalnızca kendi değerlerini kattığı modellerle zirveye ulaşabilir ve muvaffakiyet basamaklarında ilerleyebilir. İşte Savunma sanayii ve Selçuk Bayraktar örneği bize bunu yeniden göstermiş oldu.

 

Kendi tarih ve geçmişinden kopuk, ithal, kopya ve taklit üzerine kurulu okul ve eğitim sistemleri hiçbir zaman bünyeye uymadı. Ne öğretmen benimsedi ne de öğrenci… İnsanımızı da hiçbir zaman motive etmedi. Başka ülkelerin modelleri şimdiye kadar bizi aldatıp durdu. Halbuki yerli modellerle çözüme başlasaydık, hayırlı ve muvaffakiyetli eğitim modeline çoktan ulaşmış olacaktık.

 

Eğitim Birlik ve Beraberliği Diriltmelidir

 

Evet, İngiliz, Finlandiya İsveç, Alman eğitim modelleri verimli görünebilir. Onların eğitim sistemlerinin verimli görünmesinin sebebi kendi maksatlarına ve dünya tasavvurlarına uygun İngiliz vatandaşları, İsveç vatandaşları, Alman vatandaşları yetiştirmekte başarılı oldukları içindir. Bir milletin terbiye metodu diğerine uygun gelmiyor. İngiltere’den aldığınız terbiye metodu ile iyi bir İngiliz uşağı yetiştirmeniz mümkündür. Ama kendi insanınızı, ülkeye faydalı insan modelini yetiştiremezsiniz. İyi eğitim alanların birçoğu İngilizce konuşup yazmaya, İngiliz gibi düşünmeye, onların memleketlerini sevmeye, onlar gibi yiyip onlar gibi içmeye özenti duyuyorlarsa, kendi ülkesini ve değerlerini küçümsüyorsa, bu ülkede mutlu olmuyor, hatta bu ülkeden bir an evvel ayrılmak istiyorsa burada ciddi bir sorun var demektir.

Maarif Platformu Başkanı Prof. Dr. Osman Çakmak

 

 

Ruha vüsat veren, düşünce dünyasını kanatlandıran, bilimsel değeri haiz tarih, sosyoloji, felsefe, fen ve sanat derslerini hayata geçirebiliyor muyuz? Elbette hepsinden daha önemlisi eğitime ruh verecek, öğrenciye ideal ve şahsiyet kazandıracak öğretmenleri yetiştirebiliyor muyuz?

 

Din dersi müstakil bir ders olmaktan ziyade tüm derslerin içinde yer almalıdır. Müfredat ve eğitimin bütün bileşenleri İslam’la tanışmalı, İslam’dan doğmalıdır. Edepten neşet eden ve dil zevkini yaşatan bir edebiyat dersi inşa edilmelidir. Yabancı dil öğrenmenin erken yaşlarda başlaması gerektiği, sömürge politikasından başka bir şey olmadığı bilinmelidir. Yapılan araştırmalar bilinenin aksine geç yaşlarda dil öğrenmenin daha kalıcı olduğunu söylüyor. Yabancı dil öğretiminin lise düzeyinde başlaması daha uygundur. Öncelik Arapça, Farsça ve Rusça gibi komşu dillere verilmelidir. Kürtçe gerçeği eğitimde yerini almalıdır.

 

Mevcut müfredat uygulamalarına yerli ve milli değerler giydirilmesine acilen ihtiyaç olduğu şuradan belli kutsallarımızı dışlayan sadece mekanik kuru bilgiyi ve “başarıyı” öne çıkaran yapı ile çocuklarımız yaşıtlarını birer rakip gibi görmeye başlıyor, rakip gördüğü ile birlikte öğrenmenin coşkusundan öğrenciyi alıkoyuyor. Birlik olmak duygusunu diriltmek yerine öldürüyor. Halbuki her birimiz diğerine bağlı ve bağımlı bir dünyada yaşıyoruz. Her şeyden önce eğitim insanların kardeşliğini ve dostluğunu pekiştirmelidir. Eğitim riya rekabet gibi kötü duyguları değil, paylaşmak ve diğerlerine yardım etmek, birlik ve beraberlik şuurunu diriltmelidir.

 

Her Çocukta Bir Başka Cevher Saklıdır

 

Sonra her öğrenci değişik biçimlerde kabiliyete sahiptir. Eğitim sistemi doğru ise sistem, insanın içindeki cevherleri keşfeder ve istidat çekirdeklerinin neşvü nemasına kapı aralar. Her ülke, okullarında önce çocuğa kişilik eğitimi, düzen, düstur, ahlak ve saygı öğretir. Bilgi ve sınav sonra gelir. Bunları kâğıt üzerinde öğretemezsiniz, yaşatmak gerekir. Bütün bu sebeplerden dolayı eğitim bilgi düzleminden kişilik, maneviyat ve hayat eğitimi seviyesine çıkarılmalıdır. Arayışlar bu noktaya odaklanmalıdır.

 

Öyle bir model ortaya koyulmalıdır ki insanımız sertifikaların, makbuzların, dekontların, kartların, kimliklerin tasallutundan kurtulsun, okullarımız bizi köleleştiren statükonun korunması maksadıyla kurulmuş yapılar olmaktan çıksın. Başı sonu belirlenmiş müfredatla insan zihni köreltilmesin. Okul diğer kapitalist kurumlar gibi pazarlama ve satış yapan ve ticaret metaı olmaktan da kurtarılsın.  

 

Okul sistemini kişisel özelliklere, özgür seçimlere ve kümeleşmelere dayalı, daha insani bir sisteme dönüştürmeliyiz. 4+4+4 gibi zorunluluklar mesleki eğitimi öldürüyor ve köylerin boşalmasına yol açıyor. Herkesi üniversite önüne yığıyor. Ülkeye yapılan en büyük kötülüklerden birisi tek bir müfredatın merkezden dayatılmasıdır. Tek bir müfredata değil, çeşit çeşit müfredata ihtiyacımız bulunmaktadır. Tüm ülkenin gençlerinin ihtiyaç ve kapasiteleri aynı olmayıp farklılık arz etmektedir. Köydeki ile şehirdekini aynı müfredata tabi tutmak ne kadar doğru bir harekettir? Bu kadar geniş farklı sosyal, kültürel ve coğrafi katmanların olduğu bir ülkeye tek bir müfredatın dayatılmasının makul bir açıklaması olamaz.

 

Mesleki Eğitimin Kalitesi Artırılmalı

 

Dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi, diğer paydaşların da (sendikalar, aile dernekleri, bilim-sanat dernekleri, basın, iş meslek dünyasının temsilcileri vb. tüm STK’lar) müfredat çalışmalarında yer alması ve birlikte çözüm aranmasıdır.

 

Bakanlığın ilkokulda sınavları kaldırması önemli bir aşama oldu. Sınıf geçme yönetmelikleri, ilkokuldan başlayarak yeniden düzenlenirse her kademede sınıfta kalmanın getirilmesi ile her kademede diplomanın vasfı artırılmış olur. Böylece eğitimin üzerindeki merkezi sınavların ağırlığı büyük ölçüde hafifleyecektir.

Mesleki eğitimin kalitesinin artırılması için, mesleki ve eğitsel rehberlik anaokulu çağından itibaren aktif bir şekilde uygulanmalı ve bu sayede kişinin ilgi ve yetenekleri erken tespit edilerek uygun yönlendirmeler yapılmalıdır. Bazı meslek liselerine yazılım dili ve yabancı dili kapsayan bir hazırlık sınıfı eklenebilir. Böylece, meslek liselerinin eğitim kalitesi ve giriş puanları yükseltilerek vasıflı öğrencilerin mesleki ve teknik liselere gelmesinin önü açılacaktır.

Tarih Bizi Bekliyor

Gereği gibi kendi modelimize uygun bir müfredat hazırlanırsa; okullar birer ideoloji hapishanesi, öğretmenler batılı değerlerin gardiyanı, müfredat sekülerizmin kutsal kitapları olmaktan kurtulacaktır. Okullarda yetişenler kendinden, kültüründen, dininden utananlar değil bilakis değerleri ile iftihar eden şahsiyetli fertler haline gelecektir. Batı karşısında el pençe divan durma devri tamamen sona erecektir. Hulasa doğru bir müfredat değişimi ile eğitimin herkesi sömürge değirmeninde öğüten işlevi yok olacaktır.

Sözün özeti, bizim toparlanıp kendimize gelişimiz maarife bağlı. Bunun ilk adımı ve başlangıcı ise müfredatın yenilenerek yerlileşmesinden geçmektedir. Bugün millet olarak dünyanın denge unsuru olmaya başlamamız, yarın dengeleri bizim kurabileceğimizin bir göstergesidir. Ancak “maarifsiz” kalacak bir Türkiye Yüzyılı vizyonu ile bu düşün gerçekleşmesi mümkün değildir. O yüzden sayın Bakanın da dediği gibi; “Kendi sistemimizi inşa etmenin kolektif ve milli bir maarif bilinciyle kendi modelimizi üretmenin vakti” geldi geçiyor. Evet, “bizim kendimize has özgün ve özgür bir bakış açısını esas alan yeni bir dil ve perspektif inşa etme zorunluluğumuza” her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunuyor.

 

Teşekkür: Yazının gözden geçirilmesi zahmetinde bulunan ve çeşitli katkılar sunan eğitim bilimci dostlarımız Prof. Dr. Burhan Akpınar, Doç. Dr. Gürkan Ergen hocalarımıza teşekkür ederiz.

 

Kaynak: Yeni Şafak, Düşünce Günlüğü, 08.01.2024 



Azerbaycan’ın Ulu Önderi Haydar Aliyev, Vefa ve Minnetle Anılıyor

TYBB "Başarı Ödülü" Etkinliği, Azerbaycan’da Coşkuyla Gerçekleşti

İş insanı Fahri Altun'un kızı Unutulmayacak Bir düğünle evlendi

8 Eylül’de Esenyurt SMA Hastası Defne İçin Toplanacak

Başkan Sait ATALAY'ın 30 Ağustos Zafer Bayramı Mesajı

Selçuk AKKOÇ, Göle Festivali Ulusal Boyutta Yapılmalıdır

Av. Okan GÜNDÜZ: Akıllarda Kalacak Festivaller Yapmalıyız

Almanya'nın Bisiklet Devi Llobe'u İflas Başvurusunda Bulundu.

Bu Yıl Da "Azerbaycan En İyi Ödülleri" Geliyor

EKONOMİDE VE ŞİRKETLERDE DÖNÜŞÜMLE GELEN BÜYÜK GÜÇ…

İş insanı Asım Kaya Seyitoğlu Esenyurt Şube Renkli Geçti.

ARDA-FED Genel Başkan vekili Hakkı Demir’den Sevindirici Haber.

TÜMKİAD Tekirdağ Şarkköy’e Çıkarma Yaptı

Yeşil Çatı Kebap Dürüm Salonu Çeyrek Asırdır Hizmet Veriyor

ŞEHRİNE VE KULÜBÜNE SAHİP ÇIK

Meşhur Kokoreççi Şeref Usta 3. Şubesini Beylikdüzü’nde Açtı

Başkan Nasrettin BAVAŞ, Kars'ın Kurtuluşu Esarete Son vermiştir

Özkan GEDİK, "Cumhuriyet, yüce milletimizin sarsılmaz bir iradesidir

Emeklilere su faturalarında yüzde 50 indirim

Samsun'da yapılan 9. Tarım Fuarı’na yoğun ilgi

Karya Farma Ekibi Dikenli İnciri İnceledi Sonuçlar Şaşırttı

Karya Farma Ekibinden İki Spesifik Patent Müjdesi Geldi

109. Anma Yıldönümünde Sarıkamış Şehitleri

38 Ülkeden 4500 Sporcu İstanbul’da Buluştu

Türk Mücadele Sporları Kurultayı Yapıldı

“Avrupa’nın En İyi Takımı” Başkan Çaykara’yı Ziyaret Etti

Nilüfer, İzmir Büyükşehiri Farklı Geçti

Zeynep Sönmez Tarih Yazdı

TOFAŞ, Kıbrıs Keravnos’u Yendi

Savate'de Hayaller Gerçek Oldu...

CEMAL ÇELİK,Wushu Kung-Fu'ya Başkanlığına Aday

Dünya Değişim Günü 7 Temmuz’da Kutlanacak!

Uludağ Alan Başkanı Bülent Çınar Çavuş: Sporun yeni adresi Uludağ

Emekliliğin tadını oyuncak yaparak çıkarıyorlar

Başkan Vekili Aksoy’dan Öğrencilere Müjde...

AVCILAR'DA ŞEB-İ ARUS ETKİNLİĞİNE YOĞUN İLGİ

Kadın Emeği Bu Kursta “Değer Kazanıyor”

Polat işkembe Kellepaça Salonu. Cennet’te Kaliteli Hizmet veriyor

Beylikdüzü’nde “Nesiller Arası Aktarım” Semineri Düzenlendi

Neşe Doster, Avcılar’da Söyleşiye Katıldı

24 Kasım Öğretmenler Günü

Bağcılar'da Millet Bahçesi’ne 30 fıstık Çamı Dikildi

Beylikdüzü Belediyesi Kitap Fuarında Yerini Aldı

İş insanı Asım Kaya Seyitoğlu Esenyurt Şube Renkli Geçti.

Enes Yazıcı Başakşehir İlçe Başkanı Seçildi, Genç Lider Büyük İlgi Gördü

Iğdır Eski Tip Cüzdan Değişiminde Türkiye Birincisi

Esenyurt zabıtasından kaldırım işgallerine karşı sıkı denetim

Başkan Çaykara’dan Firuzköy’e Müjde: İmar Planı Askıya Çıktı

Çatalca’da Eğitime Yakından Takip

Şahin'den Muharip Gazilerine Ziyaret

Kayaküçük, Gelecek İçin Temiz ve Güvenli Eğitim Ortamı

Sorunlar ve Çözüm Önerileri Masaya Yatırıldı

Afetlere Karşı Yerel Yönetimlerin Rolü Tartışıldı

Küçükçekmeceli Kadınlar İstanbul’u Yeniden Keşfediyor

BTHK Başkanı Kadri Bürüncük, Ankara’da Önemli Temaslarda Bulundu

Çalık: Doğal Afetleri Önleyemeyiz Ama Sonuçlarını Önlemek Elimizde

182 Kız Hafıza Törenle Taçları Takıldı

Aksoy, Çalışmalara Hız Verdi… 364 Bin Metrekarelik Parkı, Açıyor…

182 kız hafız, taçlarını taktı

2025 Yılı Önemli Gün ve Haftalar

Tuna’dan Sevgi Evleri, Çocuklarına Sıcak Destek

Evde Kişisel Bakım Desteği

Emekliliğin tadını oyuncak yaparak çıkarıyorlar

Kültürsem Kursları Devam Ediyor

Beyoğlu'nda "En İyi Narkotik Polis: Anne" Seminerleri Başladı

Eğitim ve Etkinliklerle Dolu Bir Okul ( GÖRÜNTÜLÜ HABER )

Karacan'dan Kariyer Buluşması ve Tecrübe Paylaşımı

Bakanlık’tan Kıskaç-31 Operasyonu

Aksoy, Kış Hazırlıklarını Yerinde İnceledi

Niğde İtfaiyesi Başarılarına Devam Ediyor

Tarih Ve Doğa’nın Tekerrürü Bu Sergide ‘’Tekerrür’’ Resim Sergisi Galeri Küp’te

Başkan Vekili Aksoy’dan Öğrencilere Müjde...

Eröz, Bayrağı, Doğru’ya Teslim Etti…

Yükleniyor