10075,20%1,14
35,36% 0,13
36,47% 0,39
2999,46% -0,71
4874,55% 0,35
Sarıkamış Dramının 110. Yılında HP Kars İl Başkanı Onur ULUTAŞDEMİR, bu vatan için canlarını feda eden şehitlerimizi saygıyla hürmetle anıyorum.
04-05 2025 Tarihinde yapılacak Sarıkamış Dramının 110. Yılında ”Türkiye şehitleriyle yürüyor” anma etkinliği öncesi Serhat Birikim Gazetesine açıklamada CHP Kars İl Başkanı Onur ULUTAŞDEMİR, bu vatan için canlarını feda eden şehitlerimizi saygıyla hürmetle anıyorum Ruhları şad olsun. Allah bir daha Sarıkamış Harekâtı gibi bir dramı Türk milletine yaşatmasın dedi.
90 bin civan arkasında binlerce acılı ağıt bırakmıştır. Yüreklerin yandığı Sarıkamış Harekâtı bizde derin yaralar açan bir olaydır diyen CHP Kars İl Başkanı Onur ULUTAŞDEMİR,
Enver Paşa’nın, 93 Harbi’nde Doğu Anadolu’da kaybedilen Kars, Batum, Artvin ve Ardahan’ı da geri almak ve ardından Kafkasya’ya yönelmek amacıyla, Türk ordusuna, insan boyunu aşan karla kaplı Allahuekber Dağları üzerinden Sarıkamış’a doğru harekete geçme emri ile başlayan trajedi, harekâta katılan üst düzey komutanların anılarında ortaya çıkıyor diyerek konuşmaların şöyle sürdürdü;
Türk askerinin tüm imkânsızlıklara ve sıkıntılara rağmen emre itaatin en üst düzeyde olduğunu gösteren, Sarıkamış’ta bir alay cephesinde, Askerlerin, metrelerce kar birikintisi içinde bata çıka Sarıkamış’a doğru yol alırken, Allahuekber Dağları’nda verdiği mücadeleyi birçoğu karlara gömülerek ve bir kısmı da bir kurşun sıkamadan düşman güçlerinin ateşiyle şehit düşen birlikteki son 3-4 askere Enver Paşa’nın verdiği “saldırın” emri karşısında askerlerin, “Şimdi saldıracağız, Paşa Hazretleri” demesi emre itaatin en üst düzeyde olduğunu göstermektedir.
Silahları, giyimleri ve hareketleri dikkat çekecek ölçüde farklı olan ve iklim koşullarına uymayan giysileri ve yalın ayaklı Türk askerinin durumu hakkında ise “Şimdiye kadar görmüş olduğuma şair efrat ve zabitan, inzibat ve kıyafet-i askeriye ve Kabiliyet-i Harbiye’den mahrum ve kısmen paçavralar giyinmiş halktan ibarettir”.
Sonuç olarak; Sarıkamış Harekâtı’na katılan ve Ruslara esir düşen savaşta 29. Tümen 3. Alay Sancağı’nı taşıyan askerlerden Er Tevfik’in mektubunda, sancaklardan ayrılışını, aşığın sevgilisine olan vedasına benzetir. “Ne yazık ki geceleri zifiri karanlıklar içinde karlardan kapanmış yolsuz dağlardan, fırtına ve soğuktan, bahusus düşmanın eline geçmekten korkarak nihayetsiz sıkıntı ve ihtimamlarla yerine teslim edilen bu sancakların acı akıbetini öğrenmek, uğurlarında nefsini feda edecek bir fert için ne elim bir duygudur. Maşukası Leyla’yı kaybeden Mecnun’un duyduğu acıdan daha elemli değil de nedir”
Balkanlardan Kafkaslara koca bir tarihin arkasında büyük bir çığlık ve yankı bırakan göçüp gididen bütün şehitlerimizi rahmetle hürmetle anıyor önlerine saygıyla eğiliyorum
Hasan OTHAN/Kars/Serhat Birikim