9306,96%-1,33
38,42% 0,03
43,85% 0,33
4136,85% 0,91
6589,61% -0,93
Suriye’deki Kürtlerin geleceği gündemiyle toplanan Ulusal Kürt Konferansı'ndan "federasyon" talebi çıkarken salonda kırmızı bültenle aranan yedi PKK’lı yer aldı.
Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile PKT-YPK öncülüğünde, 26 Nisan'da Suriye’nin Kamışlı kentinde Suriye’deki Kürtlerin geleceği gündemiyle toplanan Ulusal Kürt Konferansı'ndan "federasyon" talebi çıktı.
Konferansın sonuç bildirgesinde “Suriye ulusal alanı” ve “Kürt ulusal alanı” başlıklı maddelerin oy birliği ile onaylandığı PKK/PYD tarafından kaydedildi. Suriye ve Kürt ulusal alanlarında çok sayıda kararların yer aldığı belge onaylandı.
Belgede, Kürt bölgelerinin federal bir Suriye çatısı altında bütünleştirilmesi yer alıyor. PKK/YPG’ye yakın medya organları oy birliği ile onaylanan belgedeki maddeleri paylaştı. Maddelerde “federasyon” ve “iki ayrı meclis” talepleri dikkat çekti.
Konferansta onaylanan belgede öne çıkan maddeler şöyle:
“SURİYE ULUSAL ALANI:
- Suriye yönetim sistemi, siyasal çoğulculuğu, iktidarın barışçıl yollarla devredilmesini ve güçler ayrılığını benimseyen iki meclisli bir parlamenter sistem olmalıdır. Ayrıca, ademi merkeziyetçi bir sistem çerçevesinde bölgesel konseylere dayanmalıdır.
- Merkez ve bölgeler arasında adil bir güç ve zenginlik dağılımını içeren adem-i merkeziyetçi bir Suriye.
- Kürt bölgelerinde ve Suriye'nin tüm bölgelerinde demografik değişimin önüne geçilmeli ve durdurulmalı. Serêkaniyê (Resulayn), Girê (Tel Abyad), ve Afrin halkı da dahil olmak üzere zorla yerinden edilmiş kişilerin güvenli bir şekilde yurtlarına dönmelerini sağlanmalı.
- Demokratik ilkeleri formüle etmek ve tüm Suriye fraksiyonlarını ve bileşenlerini temsil eden ve tam yürütme yetkisine sahip bir hükümet kurmak amacıyla, uluslararası hakemlik denetiminde, tüm Suriye bileşenlerinin temsilcilerinin yer aldığı bir kurucu meclis oluşturulması.
- Anadilde ifade, eğitim hakkı ve kültürün tüm bileşenler için bir hak olarak uygulanması.”
“KÜRT ULUSAL ALANI:
- Kürt bölgelerinin federal bir Suriye çatısı altında bütünleşik bir siyasi ve idari birim olarak birleştirilmesi.
- Kürt halkının Suriye'deki ulusal varlığını yerli bir halk olarak tanımak. Siyasi, kültürel ve idari haklarını özgür ve eşit bir şekilde kullanma hakkı da dahil olmak üzere, uluslararası antlaşma ve sözleşmeler uyarınca ulusal haklarını anayasal olarak güvenceye almak.
- Kürtçenin ülkede Arapça ile birlikte resmi dil olarak anayasada tanınması, Kürtçe eğitim ve öğrenimin sağlanması.
- Kürt dili, tarihi mirası ve kültürü ile ilgili merkezler ve bölümler kurmak, Kürtçe yayın yapan radyo ve televizyon kanalları gibi medya merkezleri açmak, kitap, dergi ve yayınlar çıkarmak, çalışma ve araştırma merkezleri açmak.
- Kürtlerin devletin yasama, yargı, yürütme ve güvenlik kurumlarına katılımını sağlamak.
- Kürtlere karşı uygulanan Arap Kuşağı Projesi ve Kürt bölgelerindeki Araplaştırma operasyonları gibi tüm istisnai politikalar, önlemler ve yasalar iptal edilmeli, bu ayrımcı politikalardan zarar görenlere tazminat ödenmeli. Bu politikalar uygulanmadan önceki duruma dönülmeli, Suriye’nin egemenliğini ve Kürtlerin varlığını etkileyen gizli ve kamuya açık anlaşmalar iptal edilmelidir.
- Kürt bölgelerinin altyapısının geliştirilmesi ve geçmiş dönemlerde kasıtlı olarak dışlanması ve ihmal edilmesi nedeniyle, zenginliklerinden elde edilen gelirlerin bir yüzdesinin kalkınma ve yeniden inşa çalışmalarına ayrılması.”
KIRMIZI KATEGORİYLE ARANAN TERÖRİSTLER BİR ARADA
Mardin Nusaybin'in tam karşısındaki Kamışlı’da düzenlenen konferansta kırmızı bültenle aranan yedi terörist yer aldı.
PKK/YPG elebaşı Mazlum Abdi kod adlı Ferhat Abdi Şahin, Velid kod adlı Aldar Halil ile Asya Abdullah toplantıda hazır bulundu.
1998 yılından beri terör örgütü PKK içinde sorumlu düzeyde faaliyetlerde bulunan Halide kod adlı Hanife Hüseyin ve YPG’nin üst düzey elebaşlarından Semir Asu, Redur Halil ile Nesrin Abdullah da konferansta yer aldı. Bu üç isim, Siirt, Şırnak ve Hakkari’de 65 kişinin ölümünden sorumlu. YPG'nin sözde sorumluları Leyla Ali ile Newroz Ahmed kod adlı teröristler de salonda vardı.
SALİH MÜSLİM'DEN RUDAW'A BOYKOT
Ebu Welat kod adlı Salih Müslim de oradaydı. Hatta, Müslim, konferansta Barzani'nin kanalı Rudaw TV'ye röportaj vermeyi reddetti.
ARKALARINDA PKK/KCK BAYRAĞI
Özerklik istenen toplantıda sonuç bildirgesini ise 1991’de PKK’ya katılan ve Türkiye’ye yönelik pek çok kanlı saldırıda rol alan Fawza El Yusuf okudu. YPG/PYD/SDG, dünyaya her defasında PKK/KCK'dan ayrı olduklarını vurgularken sonuç bildirgesi okunduğu esnada terörist Fawza El Yusuf'un arkasında PKK’nın sözde çatı yapılanması KCK’nın sözde bayrağı görüldü.
MESUD BARZANİ'NİN MESAJI OKUNDU
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin önde gelen siyasi partilerinden KDP’nin lideri Mesud Barzani’nin temsilcisi Hamid Derbendi, konferansta Barzani’nin mesajını okudu.
Barzani’nin mesajında şu ifadelere yer verildi:
“Bu konferans, birlik oluşturma ve Suriye’deki Kürt sorununun çözümü için ortak bir görüş belirleme çabalarında önemli ve tarihi bir adımdır. Aynı zamanda tüm Suriye için daha iyi bir geleceğe katılımınızın bir nedeni olacaktır... Kürt halkının onlarca yıllık ihmal ve baskıdan acı çektiği açıktır.
Bugün bölgede ve Suriye'de hızlı değişimler yaşanmış, halkımız için iyi fırsatlar yaratılmış ve tehditleri aşmak ve özgür ve demokratik birleşik bir Suriye çerçevesinde halkımızın isteklerine uygun, kapsamlı bir proje hazırlamak için tarihi bir sorumluluk sizin omuzlarınızdadır.
Tüm Suriye halklarının ve bileşenlerinin haklarının korunduğu ve güvence altına alındığı, zorbalık izlerinin kalmadığı özgür, demokratik, çok renkli ve eşit bir Suriye'nin kurulmasını destekliyoruz.’’
Konferansta konuşan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, Suriye’nin farklı bileşenlerini yansıtan ademi merkeziyetçi bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu, Kürt Birlik Konferansı’nın amacının bölünme değil, Suriye’nin birliğini korumak olduğunu' söyledi. Mesud Barzani'ye Kürtler arasındaki birliği güçlendirme yönündeki çabaları için teşekkür eden Abdi, ''Kürt haklarının güvence altına alınmasının temel bir talep olduğunu'' sözlerine ekledi.
Bölge medyasında yer alan haberlerde, konferansa ABD ve Fransa’dan temsilcilerin de katıldığı ifade edilirken; iki oturumun ardından tamamlanan konferansın sonuç bildirgesi de açıklandı. Bildirgede, şu ifadelere yer verildi:
“Konferansın amacı; 8 Aralık 2024’te devrilen ve Suriye’nin tüm halklarının, inançlarının ve toplumlarının özgürlüğünü, onurunu çiğneyen; Suriye coğrafyasını baştan başa viran eden, milyonlarca insanı katleden, göçerten baskıcı rejimin devrilmesinin ardından yeni Suriye’nin inşasında Kürtler arasında bir ortak görüş oluşturmak, Kürt sorununun çözümü ve Suriye’nin geleceğini şekillendirmektir...
Tarihi sorumluluklarımız ve mevcut sürecin gereklilikleri, kolektif iradeyle Kürtler arasında ortak bir görüş oluşturmak ve Suriye’deki Kürt sorununa demokratik ve ademi merkeziyetçilik gibi adil bir çözümü gerekli kılmaktadır.
Konferansa katılanlar, Kürtler arasındaki bu ortak siyasi görüşü kurucu bir belge olarak kabul etti. Bu belge, birleşik bir Suriye çerçevesinde Kürt sorununun adil ve kapsamlı çözümü için gerçek bir yakınlaşmayı temsil etmekte; Suriye'nin çok uluslu, çok dinli ve çok kültürlü kimliğini esas almaktadır.
Belge, Kürt halkının ulusal haklarını güvence altına alacak, uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve anlaşmalarına bağlı kalacak, kadınların özgürlüğünü ve haklarını koruyacak ve onların tüm kurumlarda etkin bir şekilde yer almalarını sağlayacaktır.
Konferans bu ortak siyasi görüşün kabul edilmesiyle birlikte, bu görüşün ulusal diyaloğun temeli olarak kabul edilmesini talep ediyor; ister Kürt siyasi güçleri arasında olsun ister Kürtler ile yeni Şam yönetimi veya Suriye'deki diğer tüm ulusal güçler arasında, hiçbir tarafı gözardı etmeden...
Bu görüş, herhangi bir etnik, dini ya da kültürel ayrıma dayanmaksızın onur ve haklarını koruyacak yeni bir Suriye’nin inşasına katkı sunacaktır. Aynı zamanda Suriye, bölgesel ve ulusal ilişkilerine saygılı olmalı ve bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasında bir faktör haline gelmelidir.
Sonuç olarak, konferans kısa bir süre içinde Kürtlerin ortak bir heyet kurarak, bu görüşü somut bir siyasi gerçeklik haline getirmek, ilgili taraflarla ilişkiler ve diyalog başlatmak için adım atmasına karar verdi.’’
ŞAM YÖNETİMİNDEN TEPKİ
Suriye Cumhurbaşkanlığının Telegram kanalından yapılan açıklamada, SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin "federasyon" talebine tepki gösterildi.
Açıklamada, "SDG'nin son dönemde yaptığı, federasyon çağrısında bulunan ve sahada ayrı bir yapı oluşturmayı amaçlayan hareketler ve açıklamaları (Şam yönetimi-SDG) anlaşmanın içeriğiyle açık bir şekilde çelişmekte ve ülkenin birliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit etmektedir. Ülkeyi bölmeye yönelik bir gerçeklik dayatma ya da federasyon veya özerk yönetim adı altında ayrı yapılar oluşturma girişimlerini açık bir şekilde reddediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, "Suriye'nin toprak ve halk bütünlüğü bizim için kırmızı çizgidir ve buna yönelik her türlü ihlal ve sapma; Suriye'nin birleşik kimliğine saldırı olarak değerlendirilir." uyarısında bulunuldu.
Bazı bölgelerde tehlikeli demografik değişim girişimlerine işaret eden uygulamalardan "derin endişe" duyulduğu ifade edilen açıklamada, "SDG'nin devlet kurumlarının çalışmalarını engelleme, ulusal kaynakları devletin denetimi dışında kullanma gibi uygulamaların, bölünmeyi derinleştirip ulusal egemenliği tehdit edeceği konusunda uyarıyoruz" denildi.
Kürt halkının haklarının Suriye halkının tüm diğer bileşenleri gibi tek ve birleşik Suriye devleti çatısı altında, tam vatandaşlık ve hukuk önünde eşitlik temelinde korunduğu vurgulanan açıklamada, bu hakların korunması için hiçbir dış müdahaleye veya yabancı vesayete ihtiyaç olmadığı kaydedildi.
SON AYLARDA NELER OLDU
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, ABD Başkanı Donald Trump’ın “general” dediği Mazlum Abdi’yi Suriye yönetimine soktu.
Türkiye’nin arananlar listesinde kırmızı listede bulunan elebaşı Mazlum Abdi, devlet başkanı gibi af ilan etti.
Abdi, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot’u ağırlarken SDG, “Türkiye’nin söylemini yumuşattığın” iddia etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar'da düzenlediği basın toplantısında, "Bakan Fidan: "(Suriye'de) IŞİD nasıl sistemden çıktıysa PKK da sistemden çıkacaktır. Ya kendi isteğiyle; barış içerisinde, sulh içerisinde çıkacak. Ya da başka türlü çıkacak" dedi.
İSRAİL MEDYASI POZİTİF BAKIYOR
The Jerusalem Post'ta, "Tarihi Kürt konferansı Suriye'de birliğin yolunu açıyor" başlığıyla çıkan analiz yazısında, "Doğu Suriye'deki Kürt partileri, merkezi olmayan, demokratik bir Suriye için bir araya geldiler. Yıllarca süren bölünme ve çatışmanın ardından Şam'la bütünleşmeyi hedefliyorlar" ifadeleri yer aldı.
Aynı gazetede çıkan haberde ise Şam yönetiminin konferansa yönelik tepkisini, "Suriye Şeriat Partisi Kürtlerin ademi merkeziyetçilik taleplerini reddetti" başlığıyla haber yaptı. Haberde, "Suriye'deki İslamcı liderler Kürtlerin ademi merkeziyetçilik çağrılarına karşı çıkarken, Kürt partileri demokratik, ademi merkeziyetçi bir Suriye vizyonunu benimsedi" ifadeleri yer aldı.
Odatv.com